TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünyanın bütün kurum ve kuruluşları iflas etmiştir. Birleşmiş Milletler’in iflasının en hazin görüntüsü ise Guterres’in Refah Sınır Kapısı’nda içeri girmek için bekletilmesi görüntüsüdür. Barışı sağlayacak Birleşmiş Milletler’in Genel Sekreteri bile barışı sağlayabilmek için o zulmün yapıldığı mekana giremiyor” açıklamasını yaptı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, büyükelçiler ile Meclis’teki iftar programında buluştu. Kurtulmuş, büyükelçilerle bir araya geldiği programda Türkiye’nin dış politika anlayışına ilişkin şunları söyledi:
“DİPLOMASI MASASININ GÜCÜNÜ TÜRKİYE OLARAK HİÇBİR ZAMAN İHMAL ETMEDİK”
“Türkiye olarak dış politikada son derece aktif ve yoğun bir dönemin içerisinden geçtiğimizi sizler de görüyorsunuz ve takip ediyorsunuz. Dış politikada çok farklı alanlarda sürdürdüğümüz bu çabalarımızın iki önemli dayanağını tekrar hatırlatmak isterim. Bunlardan birincisi, sorunlara karşı barışçıl çözümleri ortaya koyabilme iradesidir. Bunun için sorunlar ne kadar büyük olursa olsun diplomasi masasının gücünü Türkiye olarak hiçbir zaman ihmal etmedik. Bu çerçevede hem sorunların çözümü için karşılıklı rızaya dayalı müzakereleri açık tuttuk hem de diplomasinin bütün kanallarından istifade ettik. Dış politikamızın bir başka önemli ayağı ise bölgesel ve küresel sorunların çözülebilmesi için küresel ölçekli adaletin temin edilebilmesini kendi dış politikamızın ana eksenine oturttuk.”
Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın sorunlarına değinen Kurtulmuş, Rusya- Ukrayna Savaşı hakkında şöyle konuştu:
“ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞININ AYAK SESLERİNİ DUYMAMIZ MÜMKÜN”
“Türkiye’nin dış politika anlayışının ana ayaklarından birisi barış ve istikrarın sağlanmasıdır. Bu perspektife sahip olmayan hiçbir uluslararası çabanın çözüm üretmesinin mümkün olmadığını biliyoruz. Hele hele bizim gibi bütün çevresi sorun alanlarıyla dolu olan bir ülkede birinci hedefinizin barışı ve istikrarı sağlamak olması aşikardır. Türkiye, Rusya-Ukrayna arasında kalıcı ve adil bir barışı savunurken aynı zamanda bu savaşın yayılma potansiyelini gören bir ülke olarak bunu açık bir şekilde ifade etti. Çünkü hepimiz biliyoruz ki Rusya-Ukrayna arasındaki savaş sadece Rusya ve Ukrayna arasında değil. Rusya’yla tüm batı dünyası arasında bir savaş olma potansiyeline sahiptir. Bu savaş barışçıl bir şekilde sonlandırılamazsa üçüncü dünya savaşının ayak seslerini duymamız bile mümkündür.”
Uluslararası sorunların uluslararası çözümler gerektirdiğine dikkati çeken TBMM Başkanı, şöyle devam etti:
“İSLAMAFOBİ İLE MÜCADELE BİR TEK ÜLKENİN TEK BAŞINA YAPABİLECEĞİ BİR İŞ DEĞİLDİR”
“Karşılaştığımız küresel sorunların hepsine karşı hep beraber çözüm üretmek, çözümleri geliştirmek ve müşterek bir şekilde mücadele etmek zorundayız. Örneğin İslamafobi ile mücadele bir tek ülkenin tek başına yapabileceği bir iş değildir. İslamafobiyle mücadele sadece Müslüman ülkelerin yapacağı bir şey de değildir. İslamafobi aslında ırkçılığın, faşizmin, ötekileştirmenin, insanlar arasında bir hiyerarşi kurmanın en açık suçlarından biridir. Bugün Avrupa’da artan ve hepimizin endişeyle izlediği ırkçılık ve yükselen faşizm dalgası ve aşırı sağ akımlar İslamafobi ve yabancı düşmanlığı üzerinden aslında Avrupa’nın mutedir, makul, anaakım siyasetini köreltmektedir.
Tek başımıza kaldığımızda herhalde hiçbirimiz bugünkü dünya sisteminin işlediğini söyleyemez. Hatta bugünkü dünya sisteminin sahebi olarak kendisini görenler dahi bu sistemin çalıştığını iddia edemez. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünyanın bütün kurum ve kuruluşları iflas etmiştir. Birleşmiş Milletler’in iflasının en hazin görüntüsü ise Guterres’in Refah Sınır Kapısı’nda içeri girmek için bekletilmesi görüntüsüdür. Barışı sağlayacak Birleşmiş Milletler’in Genel Sekreteri bile barışı sağlayabilmek için o zulmün yapıldığı mekana giremiyor. Artık Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Dünya Sağlık Örgütü’nden tutun Dünya Bankası’na kadar birçok kurum ve kuruluşun, hatta Avrupa Birliği’nin bile birçok açıdan artık fonksiyonlarının yerine getirilememekte olduğunu görüyoruz.”